8 Şubat 2009 Pazar

Ben İstanbul'a Yolumu Bulmaya Gelmedim


Özdemir Aktan Vs Recep Akdağ




Özdemir Aktan ve Recep Akdağ ikisi de doktordur ve profesyonel hayatlarında güzel noktalara gelmiş adamlardır.Sol tarafta gördüğünüz adam İstanbul Tabibler Odası başkanıdır,sağ tarafta gördüğünüz iste memleketimin sağlık bakanıdır.

Solda gördüğünüz adam Türkiye'nin en iyi Tıp Fakültelerinden biri olan Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden mezundur.Modern görünüşü ile dikkat çekmektedir.En azından badem bıyığı yoktur kendisinin.

Sağda gördüğünüz adam son günlerde internet sitesinden ilahiyat fakültesi öğrencilerine Kırkıncı Hoca Cemaatinde barınabilme imkanı sağladığından dolayı hoca efendiye teşekkür eden üniversiteden mezun olmuş : Erzurum Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi

Elinizi vicdanınıza koyun ve hangisinin Sağlık Bakanlığı mevkisine daha çok yakıştığını düşünün.

İkisinin de soyadlarında ak kökü var dikkat ederseniz ancak soldaki o kökü vatandaşın sosyal devlet tarafından sağlanan sağlık haklarını özelleştirmeye karşı koruyarak kazanmışken diğeri partisinin adından kazanmıştır.


Ben şahsen artık çevremdeki hizmet sektöründe çalışanların (en alt kademeden en üst kademeye kadar) yavaş yavaş köylü zihniyetine doğru yaklaştığını gözlemlemekteyim.Bu kadrolaşma yüzünden oluyor demek doğru bir yaklaşım olabilir haklısınız bu konuda belki ancak bu ülkeyi vatandaşın hakkını gözetmeden babasının malı gibi pazarlamak aklı selim insanların işi değildir düşünceme göre.


Pas de commentaires ...

7 Şubat 2009 Cumartesi

We Are All Equal As Citizens Of The Semih Republic


























İtiraf Ediyorum Part 2


Paris'te lüks bir otelde oda kiralayıp,içinde ibrahim tatlıses gibi mangal yapmak istiyorum :/

İtiraf Ediyorum Part 1




Hayatı Le Porta ya da Le Fer tadında yaşamak istedim hep ancak karşıma çıkan hayat bana kendisinin patito patates cipsi kadar sert olduğunu gösterdi :/

Everybody hurts




When the day is long and the night, the night is yours alone,
When you're sure you've had enough of this life, well hang on.
Don't let yourself go, everybody cries and everybody hurts sometimes.

Sometimes everything is wrong. now it's time to sing along.
When your day is night alone,
If you feel like letting go,
When you think you've had too much of this life, well hang on.

Everybody hurts. take comfort in your friends.
Everybody hurts. don't throw your hand. oh, no. don't throw your hand.
If you feel like you're alone, no, no, no, you are not alone.

If you're on your own in this life, the days and nights are long,
When you think you've had too much of this life to hang on.

Well, everybody hurts sometimes,
Everybody cries. and everybody hurts sometimes.and everybody hurts sometimes. so, hold on, hold on.
Hold on, hold on. hold on, hold on. hold on, hold on.
Everybody hurts. you are not alone.

Kendini çok yalnız hissettiğinde bazen düşüncelere dalarsın ve o düşüncelerini aktarmak istersin ancak çevrende seni çok fazla anlayabilecek insan yoktur.O zamanlarda R.e.m'den ''Automic for the people'' albümünü açıp 4.şarkıyı dinlersin ve senin yaşadıklarını daha önce yaşamış insanların olduğunu görürsün.Yalnız değilsindir çünkü herkes acı çeker,herkes ağlar ... Ama her zaman bir çıkış yolu vardır ve birgün ona ulaşırsın.Bu şarkı kötü günlerin geçeceğinden emin olmanı sağlar.Ve sonra ardından Muse'den ''Feeling Good'' dinlersin.Her şey yoluna girmeye başlamıştır bile ... Neler yapabileceğin hakkında kendini kısıtlama çünkü her şey senin elinde yapabilirsin çok zor zamanlar yaşamış olsan bile.


Türkçesi için :

Günlerin geçmek bilmediği zamanlar, sadece gece sana aitse,
Artık bu hayata dayanacak gücün kalmadığına inansan bile, dayan
Kendini bırakma! herkes acı çeker ve ağlar bazen.
Hiçbir şey yolunda gitmediğinde, şarkıya eşlik etmeyi dene.
Günün sadece geceden ibaret olduğunda, dayanmaya çalış.
Yeteri kadar acı çektiğini ve artık dayanacak gücün kalmadığını hissetsen de, dayan!


Herkes acı çeker. dostlarınla paylaş.
Herkes acı çeker, hemen pes etme. hayır, umutsuzluğa kapılma.
Yalnız değilsin.eğer tek başınaysan bu hayatta, günler ve geceler geçmek bilmiyorsa,


Ve dayanmak için artık çok geçse...
Herkes acı çeker bazen. herkes ağlar.
Dayan. yalnız değilsin.

4 Şubat 2009 Çarşamba

Sporcu kartları,5 kat plastik top,mahalle maçları kısacası çocukluk




Sporcu kartlarının her zaman benim hayatımda önemli bir yeri olmuştur.Hatırladığınız üzere bu kartlar kırtasiyelerde satılır ve içinden çiğnediğinizde vücudunuza birkaç kanserojen madde armağan eden sakızlar çıkardı.Bu kartları özene bezene düzgünce yırtardık.Herzaman futbolcu kartlarında şanssız bir çocuk olmuşumdur.Herkese jay jay okocha,hagi,mehmet özdilek,hami mandıralı gibi yıldız futbolcular çıkarken bana hep kemallettin şentürk,vedat inceefe,ali eren beşerler,rahim zafer gibi futbolcular çıkıyordu.Mahalle arkadaşlarımla yaptığım futbolcu kartları mücadelerinde hep kaybettim bu yüzden.Mahallenin popüler çocuğu beni hep köküyordu.İçim kan ağlıyordu ama her seferinde trabzon'un bağrından kopup gelen kırtasiyeci abiye bana sporcu kartı verir misin diyince o da al uşağum diyordu.Şerefsizin keyfi yerindeydi 8 yaşındaki duyguları saf ve temiz olan bu çocuk yüzünden tonlarca para kazanıyordu.Sonradan duydum ki akmerkez residence'da çağla şikelle komşu olmuş.Neyse bundan çok fazla sözetmek istemiyorum özele giriyoruz biraz :/ Futbolcu kartlarında kendimi gösteremeyeceğimi anlayınca mahalle arasındaki maçlara dahil olmak istedim ancak çok fazla iyi futbol oynayamadığımdan beni maçlara dahil etmiyorlardı.İlk önce 5 kat plastik toplardan alarak mahalle maçlarına dahil olmaya çalıştım ancak mahallenin piç tandaslı çocukları benim yerime orijinal futbol topu olan bi çocuğu oynatıyolardı ve çocuk futbol oynayamıyordu.Tahmin edeceğiniz üzere onu kaleye koymuşlardı.8-15 yaş arasındaki futbol oynamaya hevesli türk çocuklarının hepsinin forvet kompleksi vardır ve bu yüzden türk futbolu derin bir yara almıştır çünkü diğer mevkilerde pek fazla iyi oyuncu yetişmemiştir.Bizim 80'li yılların sonları doğumlu jenerasyonunun avrupa futboluyla tanışması ntv sayesinde olmuştur.Avrupa'dan futbol programı sayesinde her 3 mahallenin birinde piç çocuk gol attıktan sonra bergkamp ya kluivert ya da batistuta sesleri yükseliyordu.Bazen insan çocukluğuna geri dönüp,o günleri tekrardan yaşamak istiyor çünkü büyüdükten sonra çirkefliğin,kötülüğün,ikiyüzlülüğün,yalancılığın olduğu gerçek hayatı daha da yakından tanımaya başlıyorsun.Ve bu bütün söylediklerimi özetleyen çok güzel bir söz var.



Bütün renkler aynı hızla kirleniyordu, birinciliği beyaza verdiler.

Özdemir Asaf